kategori

okuduğum kitaplar
“… Ne diyordum, dünyanın düşünceleri yoktur. Otların canı sıkılmaz. Kurşunkalem kendini ağaç sanır. Ufuk, hüthüt kuşu. …“ – ilhan berk, dün dağlarda dolaştım evde yoktum yazılmış bu yayına, aynı süreçte benimle olan bir melodi eşlik etsin. joseph tawadros‘dan dinliyoruz; hidden voices. bu gece rüyamda ziya paşa’nın iki çiçek şarkısını çalacaktım radyoda… oysa ne ziya paşa’yı tanıyordum...
Read More
“İstanbul bir Babil, bir dünya, bir kaos. – Peki güzel mi?- Fevkalede. – Çirkin mi? – Korkunç derecede. – Beğendin mi? – Büyülendim. – Kalacak mısın? – Nereden bileyim! Başka bir gezegende ne kadar kalacağını kim söyleyebilir?” – Edmondo de Amicis, Constantinople, 1877 bir haftaydı. pazar günü sazlı’ya giderek ağaçlarımıza ve anemonlara kavuştuk… dönüşte “rüya...
Read More
“Antonio Machado’nun şiirinde söylediğine bakarsan, yol yoktur, yürürken oluşur yol…”  – İsabel Allande, Violeta üzerimize üzerimize geliyor. kendimi bundan korumak için bazı “tedbirler” almaya başladım. bu tedbirlerden biri uzun süredir ihmal ettiğim farklı müzikleri dinleme pratiği! çalışma ritmimi bozmayacak alternatif müzik listeleri dinliyorum bu günlerde; bazen spotify’ın benim için hazırladığı listeler oluyor bunlar bazen de takip...
Read More
… onlara sadece bir ölü verecektim. şenliksiz bir ölü…ölüm ve bahar kitabı ölüm ve bahar’ı okumaya başladığımda bir süre kitabın içine giremedim… birbirini izleyen, virgüllerle ayrılmış artarda dizilen cümleler karanlık ve bir o kadar şiirseldi. yükselen mor bir dağın sarp yamaçlarının gölgesinin vurduğu, yabancıların arasında, kimseyle göz göze gelemeden adeta bir nehre bakarak okudum ilk sayfaları; derin...
Read More
başladığım 1Q84 kitabını bu sabah erken saatlerde bitirdim… her ne kadar haruki murakami’nin yaşayan en iyi yazarlardan biri olduğunu düşünmeyip, nobel edebiyat ödülü alacak söylentilerini ciddiye almasam da kendisini pek severim; 1Q84 de şu sıralar tam ihtiyacım olan şeymiş doğrusu. neredeyse 2 aya yayılan bu okuma bir önceki yayında da yazdığım gibi “pause” işlevi gördü...
Read More
eski günlerinde gündemde bir şeyler olduğunda mutlaka bir yorum yapar ve olana şarkı çalardım… bin yıl öncesi gibi… adeta başka bir ülkede ve başka bir dünyadaydık… şimdi her gün, her an, her nefes alışımızda bir şeyler oluyor… ve biz her yeni geleni sindirmeye çalışırken diğer her şeyi “unutuyoruz”… gelen bizi kendi içine çekip sürüklüyor ve...
Read More
“… is this going to pass…”nina usul usul kar yağıyor; dinginliğin bu halini çok özlemişim… uzun bir aradan sonra tai chi ve qigong egzersizlerime geri döndüm bu sabah. bedenimi, daha da önemlisi zihnimi esnetmeye ihtiyacım var… geçen hafta, son bir buçuk aydır boynuma ve başıma çöken ağrının nedeni belli oldu. bütün belirtilerini yok saydığım, yıllara dayanan, kronikleşmiş boyun...
Read More
yılın son ayında, gecenin bir yarısı zihnime akın eden binbir çeşit düşünceden kaçmak için, karanlığı delen hafif bir telefon ışığında, bazen derin bir sessizlikte, bazen evdeki uykunun soluk alıp verişlerinde, bazen salonun neredeyse camına yaslı yaşlı serviyi mesken edinmiş kızılgerdanların ötüşleriyle, bugünsüz ve yarınsız, geçmişi olmayan, karaya çok yakın olduğu kadar bir o kadar da...
Read More
bana burası radyo şarampol‘ü gönderdiğinde ne yaptığını çok iyi biliyordu. kitabın beni olduğum yerden alıp erken gençliğin, o kendini keşfetmeye ve hissetmeye başlamanın zorlu ve fakat bir o kadar da heyecanlı yolculuğuna geri götüreceğinin elbette farkındaydı. üstelik, kitabın “evreni” tam da o kendimi keşfetme ve hissetme yolculuğumun geçtiği coğrafyayı, sokakları, caddeleri, çay bahçelerini, deniz kıyılarını,...
Read More
“... Bazen kim olduğunu ifade etmene fırsat verilmeden siliniyorsun…“ – Ocean Vuong yeryüzünde bir an için muhteşemiz adlı kitabını ağır ağır, hiç acele etmeden okudum. önceleri uzun, çok uzun bir şiirin içinde hissettim kendimi sonra o şiir bir romana evrildi… bu kitabı bundan 25-30 yıl önce okusaydım sanırım anlatıcı iç sesim olurdu. ama şimdi, biri...
Read More
1 2 3 4

kategoriler