kategori

radyonun ruhu!
“… anılar kırılgandır, tek bir insan yaşamı kısacıktır…”isabel allende, ruhlar evi ananemle dedemin evindeydim… annem, ablam, yeğenim, dayımlar, kuzenler, çocuklar, yarısı satılmış yarısı hala bize ait olan, huzmeler halinde ışıklar yayılan, halı odası ve akşam sefası kokan bir evde, inanılmaz güzel eski eşyaların arasındaydık; eski bardaklar, tabaklar, fincanlar, ananemin çok sevdiğim konsolu, dedemin bana verdiği...
Read More
… onlara sadece bir ölü verecektim. şenliksiz bir ölü…ölüm ve bahar kitabı ölüm ve bahar’ı okumaya başladığımda bir süre kitabın içine giremedim… birbirini izleyen, virgüllerle ayrılmış artarda dizilen cümleler karanlık ve bir o kadar şiirseldi. yükselen mor bir dağın sarp yamaçlarının gölgesinin vurduğu, yabancıların arasında, kimseyle göz göze gelemeden adeta bir nehre bakarak okudum ilk sayfaları; derin...
Read More
“Küçük bir ana kendimizi hapsedip, Or’da yaşayamaz mıyız?“ bir şarkı çalmasam olmazdı… nilipek küçük bir an diyor.
Read More
“Bugün olmazsa yarın sarılacak kalplerimiz…”Melek Mosso “Ben bu ülkenin kadınıyım. Fikirlerimle, vizyonumla, hayallerimle her yeni gün geleceğe sanatımı işliyorum. Genci yaşlısı milyonlarca sevenim var. Bir kaç kendini bilmeze kalmadı benim ahlakımı sorgulamak, kadınlık onuruma laf atmak. Bu zihniyetteki insanlar kendi yüreklerindeki karanlığı ve sapıklığı bizim hayatımıza da sokmaya çalışıyorlar ama buna asla izin vermeyeceğim, VERMEYECEĞİZ…...
Read More
“Bizler ‘kaslarınızı’ geliştireceğiniz kum torbası değil ancak yüreğinizi ve vicdanlarınızı güçlendirmenin fırsatlarıyız.”Aynur Doğan saçmalıklara bir de konser yasakları eklendi! yasaklanan her bir konser için şarkı çalacağım burada. aynur doğan‘la başlayalım ve keçe kurdan, yani kürt kızı diyelim. sözler için de şuraya canlı bir performans bırakayım.
Read More
… taşraya bakmak, insanın kendi içine bakmasıdır. – elias canetti, insanın taşrası rüyamda arguvan’daydım… mevsim sonbahardı… biçilmiş tarlaları, sarı ekinlerin dipleri kaplamıştı; koyu kızıl kahverengi bir toprak sanki sonsuz bir boşlukta bu nefis sarılığa eşlik ediyordu… kapalı ve koyu kurşuni bulutlu bir gökyüzü sarıyı iyice ortaya çıkarıyordu… engebeli, inişli çıkışlı toprak bir yolda bir grup yürüyorduk,...
Read More
“… Goodbye my tormentor, goodbye…….. Cause everybody knows it’s time………………”   – Michelle Gurevich, Goodbye my dictator genelde pazartesileri evde oluyorum; neredeyse iki yıldır her hafta aldığım sebze kutum geliyor çünkü. üstüne bir de ada’mız covid pozitif! son üç gündür ona oda servisi hizmeti veriyorum… iki yılın sonunda evden bir kişiyi virüsü kaptırdık; üçümüzse hala bir şekilde covirginiz… bugün oda servisi...
Read More
“… Geceleri, çoğu zaman, uyanık, beklerim. Uyuyanların uykusunun kapısında dikilen nöbetçiyim ben…”– bilge karasu, gece aniden uyandım… saate baktım; 3.05’ti. sırtüstü yatıp bir süre karanlıkta tavanı seyrettim ve aniden neden yıldönümleri önemli diye düşündüm; bu kutlamalar aynı zamanda hızla akan zamanı geride bırakmamızın da kanıtı değil miydi?… pazar günü a. ile birlikteliğimizin otuzuncu yılıydı ve ondan...
Read More
başladığım 1Q84 kitabını bu sabah erken saatlerde bitirdim… her ne kadar haruki murakami’nin yaşayan en iyi yazarlardan biri olduğunu düşünmeyip, nobel edebiyat ödülü alacak söylentilerini ciddiye almasam da kendisini pek severim; 1Q84 de şu sıralar tam ihtiyacım olan şeymiş doğrusu. neredeyse 2 aya yayılan bu okuma bir önceki yayında da yazdığım gibi “pause” işlevi gördü...
Read More
… Yolcuydu, başına her türlü şey gelebilirdi, hazırdı buna, ama bütün yolcular gibi gene de her şeyin yolunda gitmesini, her şeyin ayağına gelmesini için için beklemişti; gizli, kaçak, saklangen bir duyguydu bu… antalya kaçamağımın sonuna geldim… havaalanına gelip çantamı teslim ettikten hemen sonra uçağımın neredeyse üç saat sonraya ertelendiğini öğrenince kendime bir kahve aldım, bilgisayarımı...
Read More
1 2 3 4 5 34

kategoriler