kategori

soundtrack
“rüyamda sağ bir geyiğin düş kırıklığına uğramış avcıdan af dilediğini gördüm.” – nemer ibn el barud yapmıştım dört gece önce rüyamda. iki küçük tepside, ekmeğin üstüne minik patatesler yerleştirmiştim niyeyse; bunlar pişer mi acaba diye düşündüğümü hatırlıyorum… diğer bir tepsi ekmeği ise havuç dilimi baklava şeklinde yapmıştım… gecenin ilk saatlerinde uyandım ve ekmek tepsilerinden ibaret...
Read More
“… is this going to pass…”nina usul usul kar yağıyor; dinginliğin bu halini çok özlemişim… uzun bir aradan sonra tai chi ve qigong egzersizlerime geri döndüm bu sabah. bedenimi, daha da önemlisi zihnimi esnetmeye ihtiyacım var… geçen hafta, son bir buçuk aydır boynuma ve başıma çöken ağrının nedeni belli oldu. bütün belirtilerini yok saydığım, yıllara dayanan, kronikleşmiş boyun...
Read More
bu fotoğrafı yayınladığında içimde çalan şarkı belliydi… ondan kaçtım! başka bir melodi kendiliğinden gelir nasıl olsa diyordum ama o bütün sesleri susturdu… teslim oldum… eternity and a day: by the sea geliyor. elenei karaindrou elbette. [audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2020/07/eleni-karaindrou-eternity-and-a-day.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”] fotoğrafın tamamını buraya bırakıyorum; o yukarıdaki mavilik...
Read More
“… Martı bir uçta kanat, bir uçta ses. Ya sabah, ya öğle. Gemici ve bulut, Güneş ve yağmur kıl payı bir dengede. Dolu bir boşluğu doldurup boşaltmak işimiz. Ölülerle, gecelerle, sümbüllerle.” ― Melih Cevdet Anday (Bu Kırlangıçlar Gitmemişler miydi)   canım bahar’dan… bu güzel cumartesi sabahı ve bulutlu havalar aşkına çalıyorum. john powell‘dan tango de los...
Read More
mutfağı toparlamaya başladığımda pencereden bir kumrunun sesi geldi. yavaşça yanaştım; tüyleri kabarmış halde öylece dönüp bana baktı. sonra dikkatlice geri çekildim ve telefonumu aldım. iyice yanaşarak fotoğrafını çektim. o ise hiç istifini bozmadı, hafifçe tedirgin beni gözünün ucuyla yokladı sadece… evimizin yan tarafındaki boş arazide inşaat artıklarından oluşmuş minik beton tepeciğinin hakimi köpeğimiz de oradaydı her...
Read More
son uzun sessizliğimde yaşadığım, izlediğim, okuduğum ve  “ahh bunu radyoya yazmalıyım” dediğim şeyleri yazmaya çalışacağım. bunların en önemlilerinden birisi sanırım alfonso cuaron‘un roma filmiydi. uzun süredir, aklımda çakılı sahneleri kalan böyle bir film izlememiştim sanırım: doğum sahnesi, inanılmaz dalgaların olduğu deniz sahnesi, önce kocanın ardından da karısının arabaları ford galaxie’yla daracık park alanına girdikleri sahneler, los halcones’in boş...
Read More
en nihayetinde bize, tavan yapan egoları, taş kesmiş kabukları, bıçak gibi keskin sınırları, en uzağa ben işerim tavırlarını, memleketin siyasetçilerinin iğrenç eril dilini ve küstahlığını sunuyor. bu durum, siyasetçiler ve kendine gazeteci diyen güruh bir yana “taraftarlar” açısından da böyle. sonucun yarattığı ruh haliyle hemen herkes ‘kötücül’ haline geri döndü, kimileri sessizken bülbüle döndü ve...
Read More
ve buraya uğrama girişimlerim her defasında başarısızlıkla sonuçlanıyor. memleketi seçim havası sardı; bu sefer başka bir heyecan ve sanki bir umut dalgası var. bir şeylerin kesinlikle değişmesi gerekiyor artık; aksi durumda bu bataklıktan çıkamayacağız… ve söylemeden edemeyeceğim. prompter’ın bozulduğu andaki sessizlik enfesti ve uzun zamandır izlediğim en iyi kısa filmdi 😉 *** t. bu yaz...
Read More
geriye kalan metinleri yavaş yavaş buraya aktarmaya çalışacağım… bu ilk olsun… serseri mayınlar mart 2010’un sonlarında vizyona girmiş; muhtemelen bunları bir nisan günü yazmışım… bu yayına fotoğraf bulmak çok zor oldu benim için ve bir nina zilli fotoğrafı eklemeye karar verdim. *** dönüş yolu… yine ankara’dan; alışveriş merkezlerine ve sitelere gömülmüş ölü bir şehirden… 3 gündür...
Read More
bu yıl yeni gelen yıl için iyi dileklerde bulunmaktan içten içe vazgeçtiğimi farkettim. geleni olduğu gibi kabulden mi yoksa artık umudumu yitirdiğim için mi bilmiyorum… diğer yanda 2018 benim için yeni bir dönemeç; bunu hissediyorum; bu hayatta geçirdiğim yarım yüzyılı tamamlamış olacağım… tuhaf bir şekilde 50’ler beni huzursuz ediyor… 40’ları sevmiştim ve kendimle barışmıştım; bakalım...
Read More
1 2

kategoriler