nefesim kesilmiş durumdaydı… boğazımda kocaman bir yumru takıldı kaldı… yüreğimde bir tavanın ağırlığı öylece duruyordu…
ve iki gündür herkesi heyecanladıran iki minik meleği düşünüyorum durmadan; o kadar saat ne hissettiklerini, nasıl korktuklarını, küçücük kalplerinin nasıl attığını hayal bile edemiyorum…
***
bugün olafur arnalds‘ın ada şarkıları‘nı döndürdüm durdum. şimdi size çalacağım melodi çalmaya başladığında gözyaşlarıma hakim olamadım. sıkıştığım yerden beni ağır ağır yukarıya çekti; toza bulanmıştım, sesim çıkmıyordu, ışık canımı yakıyordu ama masmavi göğün altındaydım işte… yeniden…
şiiri okuyan emekli bir öğretmen ve şair… bazen hiç bir şey anlamadan sadece sesin yarattığı duygunun peşinden gitmemizin kanıtı olarak orada duruyor…
tüm albümün şurada şahane bir filmi var. izlemek isterseniz lütfen tıklayın.
bu yazının görselini değiştirdim. hiç bir şekilde o minik iki meleğin fotoğraflarını kullanmayı düşünmemiştim zaten ama birisinin ellerini koymak bile yanlış geldi sonradan…