karanlık odada uzun uzun tavana baktım ve bu kadar erken kalkmanın saçma bir fikir olduğuna karar verip uyku ile uyanıklık arasında 6.30’a kadar yatakta döndüm durdum… sonrasında kalktım ve normal sabah rutinini yaşadım; farklı olarak bugün tai chi süresini 30 dakikaya çıkardım ve hareketleri doğru yapmaya çalışmaktan çok, doğru nefes alıp vermeye odaklandım…
iki gecedir gördüğüm rüyalar çok enteresan; bir gün önce akdeniz’de bir tekneyle kızılçam ormanlarının olduğu bir kıyıya paralel giderken, bu gece bir arabanın açık penceresinden bakarak hafif bir sisin altında çok sulak ve yemyeşil bir bölgeden geçiyordum. sanırım büyük bir nehirdi; hayal meyal kocaman ördeklerin kıyısında yüzüşünü hatırlıyorum. yüzüme çarpan rüzgarı hissetmek ve yeşilin her tonunu görmek çok iyi geldi.
burada önce sözü ursula’ya
“…
Uyanır uyanmaz bütün bağlantılar kopuyor ama
gizli yuvaya uzanan yoldaki küçük pati izleri
huzur veriyor hala bana.“*
sonra da agnes obel’e bırakıyorum…
[audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2018/05/Agnes-Obel-Riverside-Official.mp3″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]
To wash off the dirt on the riverside
Go to the water so every near
The river will be your eyes and ears
Fall in the water just like a stone
Chilled to the marrow in them bones
Why…
(8.25)
***
rüzgar çıktı… (12.19)
***
hepimizin ruh hali tuhaf… kimilerinde inanılmaz bir umursamazlık ve ne olup bittiğinin farkında olmama kimilerinde ise ucu kaçmış bir panik hali… virüsten kaçarken deterjan, dezenfektan ve çamaşır sularıyla zehirlenecek olanlarsa ayrı bir kategori olarak yerini aldı…
sosyal medya ve hadi kabul edelim hepimizin WhatsApp grupları çok şizofrenik; bir taraftan çok kötü haberler ve senaryolar paylaşılırken bir taraftan olayı tamamen tiye alan videolar, görüntüler, sanal müze gezileri, kitap tavsiyeleri, yalnızlık üzerine güzellemeler, bir arada olmanın cehennem azabı, ekmek yapanlar, börek açanlar, reçel yapanlar gibi bir sürü şey uçuşuyor.
eleştiriyor değilim yanlış anlaşılmasın; sadece buraya not düşüyorum diyelim. bu durum zaten epeydir ve her durum için “normalimiz” olmuş durumda…
bu arada reçel yapanlar derken kendimi kastediyordum. bugün limon ve pergamut reçeli yaptım; bütün ev limon kokuyor şu an ve hakikaten güzel oldu. bu sefer tarif vermiyorum. isterseniz olayın ayrıntıları şurada…
bugünlük bu kadar olsun.
son şarkımız uzun bir aradan sonra bugün döndüğüm jane birkin‘den şahane bir parça
baby alone in babylon
diyoruz. (17.30)
[audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2020/03/Jane-Birkin-ARABESQUE-15-baby-alone-in-Babylone-.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]
* şimdilik her şey yolunda, (son şiirler 2014-2018), ursula k. le guin