mutfağın kapatılmış balkonunda yani diğer bir deyişle mutfağın köşesinde… bu akşam çalıştım yine ve ben çalışırken tezer hemen sağımda iki tavuğu parçalara ayırdı; yarın gireceği sınava hazırlık için. ben tavukların bir kısmını kurtarabilmek için marine edip buzdolabına kaldırdım. kalanları da sokağın dört bacaklı halklarına teslim edeceğiz…
ikimiz de biraz bunalmış durumdayız şu an.
şu aralar yine pek sesimi çıkaramıyorum burada. esir alınmış gibiyim adeta; hem zihnim hem bedenimle. her anlamda bir anlamsızlığın içinde debelenip duruyorum ve içimden pek bir şey söylemek, yazmak gelmiyor.
hayatımda bir kez daha zihnin esir alınması durumumda kendini olan bitene neredeyse tamamen teslim ettiğini, kendine ait sözcükleri yitirmeye başladığını tecrübe ediyorum; geriye senden bir şey bırakmadıkları gibi, kendini anlatma şansını da elinden alıyorlar.
bu durumun en özet hali kendi sesine bile yabancı olma hali her halde…
buna bir şekilde direnmeliyim bir yolunu bulup…
***
tezer işini bitirdi… ben de…
şu an rare bird‘den
sympathy
dönüp duruyor.
hem kulağımda hem içimde…
[audioplayer file=”https://radyoz.info/wp-content/uploads/2017/04/Rare-Bird-Sympathy.mp3″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]