… ellerde sigara, masada çay –
şema belli, tekrar eden bir düzen.
dışarıda hiçbir şey yok,
her şey içeride, içimizde…
–viktor tsoi
moskova’nın en eski ve en ünlü caddelerinden biri… tarihi 15. yüzyıla kadar uzanıyor ve rus kültürü, sanatı ve edebiyatı için sembolik bir yer. yaya yolu olarak kullanılan bu caddede, kafeler, sanat galerileri, sokak sanatçıları, kitapçılar ve hediyelik eşya dükkânları, birbirinden çok farklı lokantalar var. beyoğlu’na çok benziyor ama elbette beyoğlu’nun şimdiki haline değil elbette…
bu yayını arbat için değil orada yer alan ve “tsoi duvarı” (стена цоя) olarak bilinen grafiti duvarı için yapıyorum. bir tür açık hava anıtı niteliğideki duvar sovyetler birliği’nin kült rock ikonu viktor tsoi ve grubu kino için hazırlanmış. 1990 yılında viktor tsoi’nun trafik kazası sonucu gerçekleşen trajik ölümünün hemen ardından duvarda “bugün viktor tsoi öldü” yazısı belirmiş ilk olarak; ardından hayranları tarafından “tsoi yaşıyor” gibi ifadelerle birlikte şarkı sözleri eklenmeye başlanmış. zaman içinde sanatçının hayranları şarkı sözleri, “kino” ve “tsoi” yazıları, portreler bırakıp duvarı sürekli yaşayan bir anma alanına dönüştürmüşler ve duvarın yanına yanık halde kırık bir sigara bırakmayı da ritüel haline getirmişler. günümüzde hala karşılaşılabilen vandalizm nedeniyle gönüllüler tarafından duvar korunuyor ve nöbet tutuluyormuş…

kino grubu, döneminin rus rock’ı ve gençlik isyanı için son derece önemli; değişim istiyorum (Хочу перемен) şarkısı ise bu isyanın fitillerinden biri…
aşağıya şarkıyı ve sözlerini bırakıyorum. sözleri google çeviri ve biraz da ChatGPT desteğiyle hazırladım.
buraya şarkı için eklediğim video bir filmin son sahneleri aslında; filmin adı ACCA ve filmin sonundaki ışıkları görünce elimde olmadan gözlerim doldu. şimdi olduğu gibi telefon ışıklarıyla değil, çakmaklarla yakılan ışıklarla istenen değişim isteği hep var dünyada; farklı zamanlarda, farklı coğrafyalarda, farklı gençler tarafından hep isteniyor ve korkarım istenmeye devam edilecek!

Yeşil camın arkasında artık yalnızca sıcaklık var,
Ateşin yerini duman almış,
Takvimin ızgarasından bir gün sessizce silinmiş.
Kızıl güneş ufku kavuruyor,
Gün onunla birlikte sönüyor,
Ve yanan şehrin üzerine ağır bir gölge çöküyor.
Değişim! – Kalplerimiz bunu haykırıyor.
Değişim! – Gözlerimiz bunu istiyor.
Kahkahalarımızda, gözyaşlarımızda,
Damarlarımızda atan nabızda yankılanıyor:
Değişim! Biz değişimi bekliyoruz!
Gün elektrik ışığında sürüp gidiyor,
Kibrit kutusu boş ama
Mutfakta gaz, mavi bir çiçek gibi yanıyor.
Ellerde sigara, masada çay –
Şema belli, tekrar eden bir düzen.
Dışarıda hiçbir şey yok,
Her şey içeride, içimizde.
Değişim! – Kalplerimiz bunu haykırıyor.
Değişim! – Gözlerimiz bunu istiyor.
Kahkahalarımızda, gözyaşlarımızda,
Damarlarımızda atan nabızda yankılanıyor:
Değişim! Biz değişimi bekliyoruz!
Bilge bakışlar ya da ustalıklı eller değil ihtiyacımız olan,
Anlamak için birbirimizi,
Yeter ki dinleyelim içimizi.
Ellerde sigara, masada çay –
Bu çember kapanıyor
Ve aniden değişimden korkar oluyoruz…