“… Uyanıkken insanların dünyası ortaktır, ama uykuda herkesin ayrı bir evreni vardır…”
– herakleitos
bitirmeye hazırlanıyoruz. çalışma açısından fena bir gün değildi ama dışarı çıkıp yürüyemedim maalesef; zinciri kır listemin bir diğer maddesi de bu çünkü…
neyse lafı uzatmadan dün sevgili sevin ve şule’nin sorduğu soruyu yanıtlayayım. yani ayağımdan yeşerdiğim rüyanın yapay zeka yorumunun ne olduğunu. aslında birden fazla şeye işaret edebilirmiş bu yeşerme hali 😉 fiziksel veya duygusal bir “topraklanma” ihtiyacım olabilirmiş, daha dengeli ve köklü hissetmek istiyor olabilirmişim, bir değişim yaşıyor olup köklerime dönme arzusu taşıyor olabilirmişim, modern yaşamın karmaşasında doğadan kopmuş hissettiğim bir durumu temsil ediyor olabilirmiş, doğa ile olan bağımı yeniden kurmaya ve daha organik bir yaşam tarzı benimsemeye beni teşvik ediyor olabilirmiş, derin bir kişisel veya ruhsal dönüşüm yaşadığımı ve doğayla, maneviyatla ya da kendimle daha güçlü bir bağ kurmaya çalıştığımı gösteriyor olabilirmiş…
aslında hepsinden biraz galiba 😉
aslında rüyalar üzerine düşünmeye başlayıp, rüyalarımın izleğini takip etmeye ve yazmaya başladığımdan beri hissettiğim en önemli şey kendimle, hayatla, doğayla ve daha pek çok şeyle kurduğum bağın tartışmasız bir şekilde rüyalarımla da beslendiği ve desteklendiği idi. bu ilişkiyi derinleştirdikçe hissettiğim şeyin doğruluğundan daha çok emin oluyorum…
burada susayım ve günün şarkısını son günlerde beni çiçekleriyle çok mutlu eden kaktüsüme çalayım.
şahane bir sting şarkısını buena vista social club ritimleriyle dinliyoruz.
fragilidad.