gençliğime gidiyorum derdim. bir süredir sadece bir iç anadolu şehrine gidiyor gibi hissediyorum. her şey çok geride kaldı!
sanırım bu hissin nedeni şehrin o eski şehir olmaması falan değil; ben artık eski ben değilim…
evet ankara’dayım ve yukarıdaki fotoğraf bugün gördüğüm en güzel şeydi; paylaşmadan edemiyorum. bir tuvalet işareti elbette 😉
***
şu an esenboğa’da dönüş uçağını bekliyorum; kendime kahve değil bol buzlu bir mandalina suyu ısmarladım çünkü içim yanıyor ve genellikle yaptığım gibi bu şehirde yaşarken dinlediğim melodileri dinliyorum.
şimdi onlardan birini dinliyoruz
elbette styx
ve elbette boat on the river.
[audioplayer file=”https://radyoz.info/wp-content/uploads/2018/01/Styx-Boat-On-The-River.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]
….
Oh the river is wide
River it touches my life like the waves on the sand
All roads lead to tranquillity base
Where the frown on my face disappears
Take me down to my boat on the river
And i won’t cry out anymore
Oh the river is deep
River it touches my life like the waves on the sand
All roads lead to tranquillity base
Where the frown on my face disappears
Take me down to my boat on the river
I need to go down, with you let me go down
Take me back to my boat on the river
And i won’t cry out anymore
I won’t cry out anymore
I won’t cry out anymore