bayağı karanlıkta evden çıkıyorum… günün ilk ışıklarına neredeyse yetişiyorum.
bilirsiniz sabahlar günün en sevdiğim saatleridir ve hızla ilerleyen servisin camından ışığın dalga dalga etrafı sarmasını izlemek bu dönüp duran hayatta en sevdiğim şeylerden biridir.
bu sabah da öyle bir sabahtı… kulağımda anouar brahem trio‘un astrakan cafe‘sini dinlerken sabahın güzelliğinden gözlerim doldu.
paylaşmasam olmazdı…
[audioplayer file=”https://radyoz.info/wp-content/uploads/2016/10/Astrakan-cafe-02-Astrakan-cafe-1.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]
bir de ilhan berk’den alıntı yapalım:
“Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
…“