radyonun en yoğun zamanlarında…

nasıl sonlanır bu iş, burada yazmayı nasıl bitiririm diye düşünürdüm. bir arkadaşım vakti geldiğinde kendiliğinden olur demişti… sanırım öyle oluyor ve ben buraya gittikçe daha az geliyorum. en son kaş’da yazmıştım. belki ruhum hala orada olduğu için yazamadım, bilmiyorum.

epeydir ağır bir sis perdesinin altındayım sanki. bu ülke, olan bitenler, iş, bitmek bilmeyen yaz, bitmek bilmeyen sıcaklar, yapış yapış nem, gecenin bir yarısı ter içinde uyanmalarım ve uykuya tekrar kaçamamanın yarattığı ağırlık üzerime yığıldı, bir tür karabasan gibi; yoruldum. sanırım bu ruh hali de yazmama engel oluyor. bilmiyorum… bulutlar ve yağmurlar geri gelse, biraz nefes alsak…

twitter’da cansu altaş‘ın çok sevdiğim bir hesabı var. çok farklı dillerde çok güzel söcüklerin anlamlarını paylaşıyor. bazı durumlara ve ruh hallerine ilişkin ortaya çıkan sözcükleri seviyorum. aslında sevmenin de ötesinde dilin böyle bir şeyi yaratma gücüne hayranlık duyuyorum sanırım. buraya bunları yazmama neden olan sözcük ise almanca rückkehrunruhe. sürükleyici bir yolculuk ve tatilden sonra eve dönme, eve gelme farkındalığına deniyormuş. geri dönüş huzursuzluğu olarak da biliniyormuş.

kaş’ta kendini mavi sulara bırakan pamuk gibi kadın çok geride kaldı diyorum bazen ve geri dönmenin bende yarattığı huzursuzluğu her hücremle hissediyorum. orada, akdeniz’de,  o ağır sis perdesi kısa bir süreliğine de olsa aralanmıştı oysa…

şimdi bunları geçip izlediğim bir kaç film ve diziden söz edecektim ama birden hepsinin de çok karanlık olduğunu düşündüm. şu anda daha fazla sözcüklerimi karartmak istemiyorum. sadece adlarını anıp linklerini vereceğim. o sise girip girmeme tercihini size bırakıyorum…

first reformed

the tale 

the sharp objects

***

burası radyo ve elbette bu yaza damgasını vuran iki parçayı çalmasam olmaz.

ilki çok sevdiğim bir hang drum parçası. spotify maharetiyle tesadüfen dinlediğim bu parçayı bu yaz çok döndürdüm…

manu delago‘nun hang drum tınılarına pete josef sesiyle eşilik ediyor ve a step diyor.

[audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2018/09/Manu-Delago-A-Step-feat.-Pete-Josef-Official-Video.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]

 

ikinci parça ise max richter’in yeniden düzenlemesiyle vivaldi’nin dört mevsim konçertolarının yaz bölümü. ingiliz violinist daniel hope inanılmaz. izlemek için şuradan buyrun.

bu yaz ne zaman bütün sesleri dindirmek istesem bunu açtım ve döndürdüm durdum.

şimdi arkanıza yaslanın, sesi açın, gözlerinizi kapatın ve yaz mevsiminin sizi sarmasına izin verin…

[audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2018/09/Recomposed-by-Max-Richter-Vivaldi-The-Four-Seasons-Summer-Official-Video.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]

fotoğraf nezahat gökyiğit botanik bahçesinden. rengarenk nilüferlerinden arasında en sevdiğim buydu sanırım ve vivaldi’nin yazını ne zaman dinlesem içimi saran renk bu…

Leave a Reply

kategoriler