“… Ay o günler o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler...”
— o günler, ülkü aker
bitiremeden dizi bitti… herkesin üzerine konuştuğu ve yazdığı yerli netflix dizisi bir başkadır‘ı bugün genel olarak örgü örerek bitirdim.
söylenen hiç bir şeyi okumadım ve izlemedim. olabildiğince önyargısız ve boş bir zihinle izlemek istiyordum çünkü.
çok beğendim de diyemem, hiç beğenmedim de…
meryem’in ve abisinin oyunculuklarına hayran kaldım, mekan kullanımlarını, renklerini, yarattığı duyguyu, müziklerini, diyaloglarını çok sevdim. ama dizi derdini anlata biliyor muydu emin değilim?
asıl önemlisi memleketin içine düştüğü duruma bir kez daha içim acıdı… eğer bütün bu gürültü, dizide kürtçe konuşulmasından, esas karakterlerin kentin çeperinden gelmesinden, türbanlı olmalarından, yabancı dizilerdeki cemaatine yakın papazları anımsatan hocadan ve lezbiyen olduğu ima edilen kızından dolayı ise vay halimize… çoktan çözmemiz gereken meseleleri çözmemiş olmamız bir yana hala bunları mesele yapıyor olduğumuzun acınası durumunu gösteriyor.
dışarıda insanlar binbir türlü hayatlar yaşıyorlar; kendi gerçeklikleri ve dertleri ve mutluluklarıyla; hoşumuza gitsede gitmesede…
bir gün ne anlattığını değil nasıl anlattığını tartışabildiğimiz dizi ve filmlerin çekildiği bir hayata uyansak keşke…
diyerek selda bağcan‘dan
o günler‘i çalıyorum.
Dizi konusunda birebir katılıyorum sana…
Bu şarkı var ya, öyle severim ki, o çok sıkıntılı okul yıllarım götürür-ki o günleri bile özlüyorum-bunun bir şarkı değil bir çığlık olduğunu düşünürüm hep…