kendime…

Kendim olmaya karar verdim. İyi de kendim kimdi, nasıl biriydi?

F. M. Dostoyevski, Ecinniler

bir “çanta” hazırlıyorum şu sıralar. yeni bir hayat ve başlangıçlar için… umuyorum uzun bir yolculuk olacak bu… gideceğim yola dair bazı hedeflerim var. son bir kaç gündür bir liste yapmaya başladım; yapılacaklar ve gidilebilecek yollar listesi. bu yollarda hem eski kendimi hem de yeni olan beni bulmaya da çalışacağım. kendimden geriye ne kaldıysa… kendimi içimde bir yerlerde neye evrilttiysem. göreceğiz…

on iki nisan’ı izleyen ilk günlerde resim heykel müzesine gidip Aivazovsky resminin karşısına oturmak istiyorum mesela; o fırtınanın içindeki anlaşılmaz dinginliğe ve huzura ihtiyacım var çünkü.

elimde olmadan son yirmi bir yıldır içinde kendimi doğayla, karşılaştığım geyiklerle, yabani koca kulaklı tavşanlarla, alakargalarla, her bahar kendini yeniden doğuran doğayla sağalttığım anlamsızlığa harcadığım vakti ve enerjiyi düşünüyorum. keşke demek istemiyorum; bu sözcüğün tınısını da, hissettirdiklerini de, hatırlattıklarını da sevmiyorum çünkü… kendi çocuklarıma dediğim şeye inanmak istiyorum: hiç bir şey boşuna değildir

bu geldiğim nokta bugünden dolayı elbette. memleketin hemen her yerindeki, kurumlarındaki pespayelik, vasatlık ve anlamsızlıklar çoğumuzu tüketiyor. son dört beş gündür olan bitenlerse “yeni bir yeniye” başladığımızı gösteriyor sanki!

***

ama bugün bunlardan söz etmek istemiyorum; dışarıdaki tüm gürültüye rağmen içimdeki huzuru ve iyi hissetme halini duymak istiyorum. o his şükürler olsun orada, bütün saçmalıklardan azade kendini her geçen günle daha da güçlendirerek ve evrilerek öylece duruyor. malum iyi hissetmenin kendisi de değişken ve rengarenk!

sevgili neslihan’ın diken’de çıkan son yazısında dediği gibi:

… ilkbahar resmen başlıyor. Kutlu olsun! Öncü nitelikli bir ateş elementi olan Koç arketipi saf benliğin ileri atılarak sahaya çıkmasını ve kendi varlık sebebi için mücadele etmesini temsil eder. Burada düşünce yoktur. Saf, ham ve kendi yakıtını sağlayan bir cesaret söz konusudur. Eskinin önüne geçip yenisini getirmek belki de böyle mümkündür.

Her sene bu zaman bizlerin de haritasındaki Koç alanı tetiklenir. Başlangıç yeri her zaman aynıdır, ama mücadele alanı, şekli ve öncelikleri değişir. Doğumumuzdan bugünümüze sabit duran varlıklar olmadığımıza göre bu da anlamlıdır…”

evet şimdi bir nevruz günü geldiğim bu hayata, yeni başlangıçlara şükran diyorum ve kendime bir nina simone şarkısı çalıyorum.

feeling good

elbette.

Fish in the sea, you know how I feel
River runnin’ free, you know how I feel
Blossom on the tree, you know how I feel
It’s a new dawn, it’s a new day, it’s a new life for me, oh
And I’m feelin’ good

4 Responses
  1. Sevgili Zeldacığım,

    Doğum gününün Nevruz’a gelmesi ne güzel bir tesadüf, birlikte kutlanması. 🙂
    yapılacaklar ve gidilecek yerler listelerini keyifle gerçekleştireceğin, mutlu yeni yaşların olması dileğiyle, sevgilerimi iletiyorum. 🙂

  2. İçinde çiçekler açan bir yazı.. Ben de çok sorguluyorum kendim’i, yolumu.. hatta bazen gereğinden fazla ve tamamen kendi içime baktığım, benim dışımda olan biteni kaçırdığım dönemler oluyor. Ama her bahar bu döngü kırılıyor, çünkü bahar işte 😉 mevsimlerin en rengarenk en coşkulu olanı..

  3. Buraneros

    Doğum gününü ben de kutluyor, hislerin hep rengarenk olduğu yaş dönümleri ve nice nice güzel günler diliyorum.

    Sevgiler:)

  4. Beni alıntıladığınız için çok teşekkür ederim, onur duydum. 🙂 Koç döneminin ve bu arketipi taşıyanların yol açıcılığına hayranım.

    Yeni yolunuz, yönünüz, bitiş ve başlangıcınız hayırlı uğurlu bol şanslı olsun. Bir kapı kapanırken bir başkasının açıldığına inananlardanım. Selam o zaman ‘feeling good’ tınılarına…

Leave a Reply to Buraneros Cancel Reply

kategoriler