“It’s the first day of spring
And my life is starting over again…”
– charlie fink
doğduğum ay… babamı kaybettiğim ay… kasım’la birlikte en sevdiğim iki aydan biri. kasım yeniden başlayabilmek için geri çekilmenin, içe dönmenin zamanı; mart ise bir döngüye yeniden başlamak için yola çıkmanın, yeşermenin, hissetmenin…
biraz ağaçlar ama en çok da kuşlar bunu hissettiriyor şu sıralar; onların aşk zamanı başladı çünkü. martılar, kargalar ve elbette kumrular bir telaş içindeler, farkettiniz mi? ağızlarında dal parçalarıyla, oradan oraya uçmaya ve birbirlerine kur yapmaya başladılar. bizim kumru ve martı çiftlerimiz de aynı telaşı paylaşıyorlar elbette. tezer’le martılarımız derya ve hülya‘dan sonra kumrularımıza şükran ve ilkkan ismini koyduk bugün. ilkkan adını gibi‘den alıyor tabii
şimdi çalışmaya dönmeliyim ama gitmeden önce bir alıntı ve elbette bir şarkı paylaşacağım:
“Bahar zamanı bir telde iki kumru, birbirlerine biteviye çekidüzen veriyorlar: gözlerinin etrafında, ense boyunca, kafanın tepesinde gezinen şefkatli, ufak gaga darbeleri. Gösterdikleri bu şefkat karşısında, hazla gözlerini kapıyorlar. Telin üstünde, birlikte güneşin altında ısınırken sarılmış birbirilerini öpücüklere boğarken ikisinin de keyfi yerinde. Hiç bir şey onları rahatsız edebilecekmiş gibi görünmüyor. Mutlular, aşıklar...” (kuşları felsefesi, p. dubois & e. rousseau)
şarkımız the noah and the whales‘den
the first days of spring.
Yaa, fotoğrafa bayıldım. Kumru kadar sevişgen kuş yoktur herhalde, geçen ben de balkon parmaklığında yakaladım öpüşürlerken, “Hoop aile var” dedim, utanıp kaçtılar. Bu yıl yuvaya izin vermedim valla, zira geçen sene gübreliğe döndü balkon, sandalyeleri falan attım. Yahu git pencere denizliğine kur yuvanı di mi? Ama insan kıyamıyor işte. Şükran ve ilkkan’a başarılar diliyorum
ben de yuva yapmamaları için elimden geleni yapıyorum. o çok zor oluyor gerçekten.
Aman ne güzel fotoğraf!

Şuraya bir nazar boncuğu koyayım Şükran ve İlkkan’a.
çok şekerler. bu bir seri fotoğrafın bir tanesi
Kumrukuşlar gelmiş, tatlı, sevgili kumrukuşlar. Ben de sabahları guggurugularını duyuyorum. Yakında mutfak camının önünde yer arayışı başlar. Bahara ne kaldı?
Şükran ve İlkkan’ı uzaktan ben de öpüyorum.
yarın söylerim öpücüklerini onlara
Fotoğraf müthiş. Çekirdek gagalarından öperim Şükran’la İlkkan’ı
yarın epey selam ileteceğim kendilerine anlaşılan
Fotoğrafa bayılmış bir kişi de benim. Özellikle, muhtemelen erkek olan diye düşünüyorum, onun yan bakışı, yabancı bir bakışı fark etmiş olması ve o yarım kalmışlık, ana kendini tam kaptıramamış olma hali muhteşem:)
kesinlikle onları izlediğimizin farkındalardı tabii. ama çok samimi olduğumuz için pek takılmıyorlar bize artık