eski rutinimize…

“… Geçip giden bu günler…
Bugün dün gibi, yarın bugün gibi…”

-miguel de unamuno, sis

döndük annemle 🧿… sabahları ben günün ilk kahvesini içerek çalışırken, annem kahvaltımızı hazırlıyor. bize rengarenk, bol otlu lor salataları yapıyor veya özenle bir yeşillik tabağı hazırlıyor 🍃🌿🌱. sonra birbirine benzeyen, kendini tekrar eden konuşmalarla kahvaltımızı yapıyoruz; bazen mutfak masasında, bazen de balkonda. elbette kumrular, serçeler ve oburluklarından ve saldırganlıklarından dolayı pek hazzetmediğimiz güvercinlerle birlikte…

ben erken bir şekilde kahvaltımı bitirip, çalışma masama geri dönüyorum. annem yavaş yavaş kahvaltısını tamamlıyor, sonrasında bulaşıkları yıkıyor ve şu sıralar genellikle fatih altaylı’nın boş koltuğuyla günün haberlerine başlıyor… sonrasında gününü ona netflix’den bulduğumuz bir diziyi, filmi izleyerek veya ahmet hamdi tanpınar’ın huzur romanını okuyarak geçiriyor. çocuklar evdeyse onlarla takılıyor, kağıt oynuyor, evin ritmine uyum sağlamaya çalışıyor… bense bütün bunlar olurken, çalışmaya devam edip, ara ara masamdan kalkıyorum, ev halkıyla sohbet edip, araya girmesi gereken ev işlerini yapıyorum… çalışma masamın kenarında duran, yukarıdaki resimde gördüğünüz ejderha, mutfağa dönükse bu “beni çalışırken bölmeyin lütfen” demek 😉 her zaman işe yarıyor mu derseniz, hayır elbette…

bugün yine öyle bir gün, önümdeki makale hastane kaynalı enfeksiyonların en önemli kaynaklarından biri olan Acinetobacter baumannii bakterisiyle ilgili… müziklerim konserve ruhlar‘ın living in limbo listesi‘nden; şarkıların hepsine aşinayım, neredeyse benim listem olabilir hissiyle dinliyorum.

şimdi bu listeden şahane bir mala vida yorumu dinleyelim…

10 Responses
  1. sule

    rutinleri severim, kendimi güvende hissediyorum. uzun süren belirsizlikler beni çok depresif yapabiliyor. o yüzden, gözünüz aydın 🙂

  2. Sadece C.

    Ne tatlı bir rutin bu! Bugün annemden ayrılırken hüzünlendim, halbuki bir aradayken bazen geçinemiyoruz farklı karakterlerimizden ötürü… Artık anneli zamanlar rutin değil, rutin dışı…. Hüzünlü biraz bu….
    Keyfini çıkartın sevgili Z.!

    1. radyo z

      annemle bu rutinimiz yılda iki kez oluyor yıllardır. yazın sonundan sonbaharın ilk günlerine, kışın sonundan baharın ilk günlerine şeklinde iki dönem bu. yılın bu dönemlerinde bize konuk oluyor. yani hüzünlü döneme az kaldı. anneler ve kızları arasındaki ilişkiler ise karmaşık olduğu kesin 😉

  3. Özge YÜKSELOĞLU

    Her anın farkında böylece küçük şeylerin büyük değerini bilerek kısaca uykuda değil tamamen uyanık capcanlı yaşanmış bir anı bu.. Okuduğum kitapta Wei wu Wei den (yapmadan yapmak) bahsediyor yazınız işte bence tam da böyle , olduğu gibi tüm güzelliği ile burda mis gibi taptaze bir sabah okudum ve öyle iyi geldi ki

    1. radyo z

      iyi hissettirmesine çok sevindim <3 "rutin dışı 4- hazan mevsimi" yazınızı okuduğumda kendimi bir şekilde çok yakın hissetmiştim, hissettiklerinize...

  4. Okuduğum bir kitaptan çıkıp gelmiş gibi oldu bu rutin paylaşımınız. Ejderha detayına bayıldım. Böyle sakin sakin sınırlar belirlemek ne güzel. Ben bazen bu sınırlara çin seddi falan döşemek istiyorum :)) Living in limbo listesini dinlemenize sevindim. Radyo z ile tanıdığım, keşfettiğim nice güzel parçanın yanında kısa bir liste. Buraya epeydir uğrayamadım bir yorum bırakmak için. Rutin dışına çıktık şimdilerde. Okullar da açılınca bana da biraz zaman kaldı. Daha sık buluşmak dileğiyle.

    1. radyo z

      o “çin seddi” hissini çok iyi bilirim 😉 ben de aynı durumdayım, umuyorum önümüzdeki günlerde bloglara daha fazla zaman harcayacağım. daha fazla buluşmak dileğiyle…

Leave a Reply to radyo z Cancel Reply