bu gece rüyamda…

“… anılar kırılgandır, tek bir insan yaşamı kısacıktır…”

isabel allende, ruhlar evi

ananemle dedemin evindeydim… annem, ablam, yeğenim, dayımlar, kuzenler, çocuklar, yarısı satılmış yarısı hala bize ait olan, huzmeler halinde ışıklar yayılan, halı odası ve akşam sefası kokan bir evde, inanılmaz güzel eski eşyaların arasındaydık; eski bardaklar, tabaklar, fincanlar, ananemin çok sevdiğim konsolu, dedemin bana verdiği minik çakı, duvarlardaki ahşap kapaklı minik niş, dayımın aldığı toz pembe ponponlu terliğim, yatak odasındaki dolaba gömülü banyo, bambaşka versiyonlarıyla oradaydılar…

hem çok yabancı hem bir o kadar tanıdıktı her şey… karanlığından korktuğum halde girip büyük cam kavanozlardan salamura peynir arakladığım kiler yerine farklı fermantasyon süreçlerindeki peynirlerin ve bitki filizlerinin yetiştirildiği inanılmaz güzel ışıklı bir odadaydık bir ara; kafama takılan bir sorunun yanıtını sessizce karşımda sadece yüzüyle beliren ve hemen ardından kaybolan ali amca verdi..

bu ev çocukluğumun en güzel ve fakat en silik anılarının yanında hayatımın ilk büyük kaybını, dedemin yok oluşunu yaşadığım evdi… onu kaybettiğimi hissettiğim anda ahşap zemine kapaklanmamı hiç unutamadım. beni yerden kaldıramamışlardı ve o eve dair bütün hatıralar o andan sonra yoktu artık…

ananem yüzünün bütün aydınlığıyla bizimleydi; muhtemelen ali amca gibi o da bir “ruh”tu… sessizce bizi izliyor gibi hissettim rüyam boyunca…

***

şimdi anlıyorum, o ev benim ruhlar evimdi… dün bütün gün doğum kitabım olan ruhlar evini ve tatlı miroşumuzu düşündüm. facebook hesabımdaki ruhlar evi albümüne tatlı kuzumuzun fotoğraflarını eklemeyi ihmal etmiştim; şimdi tam zamanı çünkü o artık bir yaşında…

mira’mız adını bir yıldızdan aldı; çünkü annesi o daha doğmadan önce bir gece rüyasında gökyüzünden yıldız toplamıştı… ablamla çocukluğumuzdaki balkonda yıldızları saymaya çalıştığımız, sahilde yıldız kaymasını beklediğimiz geceler, çocuklardan doğduktan sonra bir yıldız toplama oyununa dönüşmüştü çünkü. ellerimizi havaya doğru uzatıp, bir oradan bir buradan diyerek bir sürü yıldızı kucağımıza toplayıp tekrar gökyüzüne savururduk…

***

mira yıldızı, 17. yüzyıl astronomları tarafından keşfediliyor ve ilk önce ona omicron ceti diyorlar ama sonra omicron balina, balinanın harika yıldızı, harika (the wonderful) gibi başka isimler alıyor. onu önemli yapan şeylerden birisi bilinen en eski değişen yıldız olması; değişen yıldızların parlaklıkları zaman içinde değişiyormuş ve mira da on bir aylık süreçlerde bu değişimi yaşıyormuş. mira’nın bir diğer önemli özelliği ise 13 ışık yılı uzunluğundaki devasa kuyruğu…

***

ben çocuklarımı ninni olarak yıldızların altında şarkısıyla uyuturdum elbette miroşuma da onu çalacağım…

yolun hep açık, aydınlık olsun ve sürekli değişen ve evrilen bir ışıkla parla tatlı kuzum.

Leave a Reply

kategoriler