“… Kaybolmam lazım
Kendimde
Kimse bulmadan beni…”-irfan alış
başladı bugün; her şeye rağmen diye düşündüm ve içimde bir peyk şarkısı çalmaya başladı, kaybolmam lazım diye mırıldandım.
spotify’da şarkıyı döndürmeye başladığımda, rüyamı düşündüm. side’de sahil boyunca elimde alışveriş poşetleriyle uzun bir yürüyüş yapıyordum. kimseler yoktu, yalnızdım ve gün puslu sarı bir ışıkla sona eriyordu; çocukluğumdan bu yana side ne çok değişmiş diye düşündüğümü hatırlıyorum. dalgalar neredeyse ağır çekim hissi yaratan bir hareketle sahile vuruyordu… bütün bu sakinliğin sonrasında ortamın kalabalıklaştığını ve huzursuz olduğunu hatırlıyorum; bir teknenin içindeydim ve adeta sıkışmıştım. başka bir ayrıntı yok!
sonra gün başladı… kartalkaya’da yangın, ABD’de trump’ın gelişi, gözaltılar, soruşturmalar, bildiğiniz ve içinde olduğumuz bok püsür politik ortamdaki sıkışıklığımız sardı etrafı. bütün bunlar dalgalar gibi ağır ağır bana doğru vururken ben çalıştım, çocuklarla konuştum, yarın akşam gelecek misafirler için bir menü hazırladım ve alışveriş yaptım.
şimdi durdum bunları yazıyorum ve sabah başlayan ruh halinin devamı olarak, bir sahilde olduğumu hayal ederek fikret kızılok dinliyorum;
gözlerim denizde
diyoruz.
Fikret Kızılok’un bu şarkısını epeydir dinlememiştim, iyi geldi. 🙂
Gökyüzü dün akşamüstü de pembeymiş…
Fikret Kızılok’un hissettirdiği duyguyu biliyorum sanırım 🙂 iyi gelmesine çok sevindim <3