amcam…

“… time stays for no one
old once was young
life’s grand illusion…”

-roger hodgson

bana “anam” derdi, “anammmm” diye sarılırdı; adını aldığım annesinden dolayı. en büyük oğlumu kaybetmiş gibi hissediyorum o yüzden!

yengemin ardından beş yıl sonra aynı gün gitti amcam ve hayatımızda bir ev daha kapandı; cenaze evlerinin o tuhaf kalabalık atmosferi içinde salonda otururken, geçmişte bir yerlerde kalmış duvar takvimine, fotoğraflara ve büfenin içindeki süslere, bardaklara, fincanlara baktığımda, artık bir evde değil, adeta bir müzede, zamanın bir anında donmuş nesneler evreninde olduğumu hissettim. geriye gittikçe renklerini ve ayrıntılarını kaybeden, zamanın bazı açılardan eğip büktüğü anılar kalmıştı. her şeye rağmen, sıkı sıkı sarılmamız gereken anılar.

türk sanat müziği severdi amcam ama içimden hiç bir şey çalmak gelmiyor. huzur içinde yat “oğlum” diyerek sessizliği seçiyorum.

12 Responses
  1. Ah Zehracım bu laf çok anlamsız gelir ama adet olmuş, başınız sağolsun diyeceğim yine de. Sabır diliyorum, huzurla uyusun amcan. Güzel anısı hep yüreğinde dursun, ne mutlu ki sevgiyle hatırlıyorsun…

Leave a Reply