yaklaşık altı ay önce…

“Mavi kurşunumla göğsümden vuruldum 
Ay doldu geceye 
Ben uyurdum ben uyurdum”

içine düştüğüm uykusuzluk döngüsünden kurtulabilmek için bir doktora gittim ve ilaç kullanmaya başladım… çünkü ara ara gün ışığında bile zihnim sisli, bulanık bir hal alıyor ve adeta kaybettiğim rüyalarımı yaşıyordum; gerçeklikten kopmadan ve o gerçekliğin tüm ağırlığını da yaşayarak…

uykusuz geceler ise asla içinden çıkamadığım, tuhaf bir karabasana dönmüştü; her hissin, her düşüncenin, her konuşmanın, her kaygının ağırlığı gittikçe artarak her gece üzerime yığılıyordu…

ilaçla birlikte rüyalarıma ve hatta nerdeyse çocukluğumun fantastik rüyalar evrenine yeniden kavuştum. geçenlerde, gördüğüm bir rüyayı hemen peşinden gördüğüm başka bir rüyada kim olduğunu bilmediğim birine anlatıyordum; eşsiz bir deneyimdi…

rüya görmenin belki mutlulukla değil ama insanın derinliklerinde bir yerde kurması gereken dengeyle kesinlikle alakası var; en azından benim için… birbirinden kopuk ve alakasız bir yapbozun parçalarının bir bütünü oluşturması gibi zihnimizde yıllar içinde yaşayarak, okuyarak, tanık olarak, görerek, hissederek, hayal ederek, acı çekerek, hüzünlenerek, neşelenerek biriktirdiğimiz şeylere ait minik parçalar, bir gecenin kendi evreni içinde bir araya gelerek, gerçeklikten bağımsız ve özgür, bir bütün oluşturuyor.

her bir bütün bağımsız gibi görünse de içimizdeki evrilmeyi ve benliğimizi anlatıyor…

***

rüyalarla ilgili burada yazmaya devam edeceğim muhakkak ama şimdi bu gecenin bir rüyasını anlatıp ona şarkı çalacağım…

bana bir paket gelmişti; inanılmaz güzel bir paket, bir an açmaya kıyamadığımı hatırlıyorum. geçmişte kalan bir arkadaşım göndermişti. şeffaf ve incecik camdan yılbaşı süsleri… üzerinde hiç bir pırıltı süsleme olmayan, mavi turkuazın, morun en açık tonlarında beş altı cam küre… tutarken hissettiğim kırma korkusu hala benimle… kutunun en altında bir cd vardı… üzerinde hiç bir şey yazılı değildi ama benim için yapılmış bir müzik seçkisi olduğunu biliyordum, seçkinin adı olan mavi, o arkadaşımın kızının adıydı; listeyi görmeden ve dinleyemeden uyandım…

***

ben de hep sözleriyle ve ritmiyle, dipsiz bir rüya hissi yaşatan şarkı geliyor şimdi.

imajımız marc chagall’ın mavi sirki… rüyalar ve chagall benim için hep birlikte çünkü. resmin bütünü için lütfen tıklayınız.

Leave a Reply

kategoriler