bugün onüçüncü gün. işi değil ama çalıştığım kampüsteki ormanı, söğüt ağacının altında oturup kitap okumayı, kızılgerdan kuşlarının sesini, geyikleri ve alakargaları görme ihtimalini özledim. tuhaf bir şekilde sabahın erken saatlerinde kulağımda müzik çalarken sokağa çıkmayı ve yüzüme soğuk havanın çarpmasını da. baharın ağır ağır hayatımıza girişini de gözlemlemeyi hep çok sevdim; bu yıl bunu da ıskalamış olduk…...Read More
kitap okumayı bırakıp spotify’de türkçe müziklerin olduğu listeyi dinlemeye başladığımda karşıma çıkan bir şarkı sürekli içimde dönüp duruyor saatlerdir ve bir tür fırtına öncesi sessizlik hissiyle sabahtan beri beklenen fırtınaya da eşlik ediyor… şimdiye kadar nasıl fark etmediğime hayıflanarak sena şener‘den parya için hep gün öte‘yi dinliyoruz birlikte. [audioplayer file=”https://radyoz.info/wp-content/uploads/2020/02/Sena-Şener-Parya-Icin-Hep-Gunote-İnsan-Gelir-İnsan-Geçer.mp3″ bg=”b6b4b2″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″...Read More
“…Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik Kardeşimle kendimize durmadan, Olmayan çayları, Olmayan fincanlardan içerdik. Olmayan kapıları açardık, Olmayan ziller çaldığında…” ― Didem Madak (Ah’lar Ağacı) yine uykusuz bir gece geçirdim. huzursuz bir uykunun ardından saat dörtte tamamen uyandım ve yatakta döndüm durdum. saat altıdan sonra uyuya kalmışım. her pazar olduğundan daha geç kalktım bu nedenle....Read More
“A cloud swims in my head.“ ― Virginia Woolf bu uzun sessizlikte kocaman bir yaz geçti… çeşitli kitaplar okundu, filmler ve diziler izlendi…. sıcaklardan ve memleketin tüketen gündeminden ve ruh halinden bunalındı… saçma sapan bir seçim süreci sonlandı demek istiyorum ama öyle olmadığını hepimiz biliyoruz… enteresan ve bir o kadar güzel ve masmavi bir...Read More
dokuz nisan’da yazmışım. geçen bunca zaman yazacak çok şey oldu aslında ama içimden yazmak gelmedi hiç. sanırım olan biten şeylerin en önemlisi olan seçim saçmalığından ayrıntılarıyla söz etmek istemiyorum. çünkü nasıl anlatacağımı bilmiyorum. tamamen akıl dışı bir kuyuya düşmüş ve orada sıkışmış gibiyiz. her gün yeni bir saçmalıkla karşımıza çıkıyorlar. aslında hepimizi kendi sıkıştıkları kuyuda tutmaya çalışıyorlar. bence sonlarına...Read More
bir haftasonunun sonunda migren beni ele geçirdi. öyle kötü bir gece geçirdim ki işe gidemedim. hala başımın sol tarafı zonkluyor… işin en kötü tarafı havada tek bir bulut yok ve evde çok fazla ışık var. perdeleri kapatınca nispeten daha karanlık olduğu için kendimi yatak odasına kapattım bugün; ışık gözlerimden girip kafamın içinde patlıyor çünkü… şimdi...Read More
artık birşeylerin değişeceği umudu yüzünden yerimde oturamıyorum şu an; bu halime şaşırarak, bu halime kendi kendime gülerek biraz da… 50 yaşında heyecandan ellerim titreyerek ve kalbim çarparak oy kullandım. şimdi herkesin tanrısından, allahından, cadılardan, şamanlardan, hızır’dan, kurttan kuzudan, börtü böcekten, kuşlardan, çiçeklerden, ağaçlardan, derelerden, denizlerden, ejderhalardan ve çocukların yüreğinden yayılan mesajları, evrenin alma zamanı. “yarın,...Read More
hiç bir şey yapmaya enerjim kalmamıştı. ev halkına akşam yemeğini yemek sepeti maharetiyle halledeciğimizi de yazmıştım zaten. bir çuval gibi kanepeye yığıldım kaldım ve akşamın erken saatlerinde de kanepe uyudum. gece sürekli terleyerek ve berbat bir başağrısıyla uyandım; hala beynim adeta zonkluyor… a&a erken çıktılar. t. salondaki kanepede uyumaya devam ediyor. ben birbirlerine kur yapan kumruların...Read More
üşüdüm ve eve geldiğimde hafif acılı ve sarımsaklı bir tarhana çorbası yaptım… ali çalıştığı için akşam yemeğinde yoktu; çocuklarla yalnızdık. genel olarak bağrış, çağrış ve gülüşmelerle geçen akşam yemeğimiz bugün sakin ve durgundu… yemeğin sonunda herkes odasına çekildi; ben kendi başıma masada bir süre daha oturup pencerenin dışında uçan kuşları izledim ve kalan şarabımı yudumladım…...Read More