kategori

alternative rock
“… Oh, oh, oh, ah-la!Her günün ışığıHer günün ışığıSiz beni duyuyorsunuz!Her günün ışığıSiz beni duyuyorsunuz!...” -head honcho şarkısının nakaratı gece düzgün uyuyamadım ve bedenimdeki ağrılarla her zaman olduğundan daha geç kalktım. biraz esnemeye çalıştım ama hiç gücüm yoktu. pencereleri açtım, salonun akşam dağınıklığını toparladım ve çalışma masama geçtim. uzun bir süredir dinlemediğim bir melodiyi (clint...
Read More
“… Yeah, I’m wrapped around, and aroundAnd around on your finger now (Ooh, ooh, ooh)You got me wrapped around, and aroundAnd around on your finger now (Ooh, ooh)I’ma be right down…” hissediyorum… dün pazarda hafifçe kendimi kaybetmiş olabilirim. çok fazla şey almışım; dönüş yolunda çekiştirdiğim pazar arabam bütün yükünü boynuma ve dizlerime verdi! eve gelince...
Read More
“Sabah sabah 34 bin dertli vatandaşın burada toplaşması… durum çok vahim.” – bir fatih altaylı dinleyicisinin yorumu bugün de güne altıda başladım… tiroid hapımı aldım, belim, dizlerim ve boynum için esneme hareketlerimi yaptım ve dişlerimi fırçaladım… sıcak suyumu içerken, kahveyi demledim, ada’nın kahvaltısını ve öğle yemeği kabını hazırladım… dün akşam çınarcık açıklarında bir deprem olmuş;...
Read More
“… I wish I was a radio song, the one that you turned up….” demir sesleri hakim; temel büyük bir sabırla örülüyor günlerdir… çalışma masamdan bir binanın nasıl yapıldığını gerçek-zamanlı olarak izliyorum. temel sadece yan bahçede açılmadı, içimde de dev bir çukur var; güzelim ağaçlar hoyratça kesildi, kuşlarımın konduğu kocaman ceviz, yeni dünyalar, asmayla sarılı...
Read More
rüyadan kaçınca aether bulur mavinin kıyısındaki seniz. dörde doğru uyanıyorum… ama bu gece, mad mikkelsen’ın oynadığı bir filmde kızına söylediği gibi 500’den geriye saymaya başlayarak uykuya parçalı da olsa geri dönebildim… her uyuyup uyandığımda geriye rüyalarımın bir anı, küçük bir parçası, sıkışıp kaldığım bir düşüncenin dönüp durması hali kaldı. bir rüyada büyük bir marketin kutular...
Read More
mahallenin sokak aralarında yürüyüş yapmaktan sıkılıp bu sabah 6.30’da sahile inip yürüdüm. sadece ben, kargalar, martılar, uzaktan gördüğüm parka bakım yapan iki belediye çalışanı ve bir kedi ile karşılaştım; kimseler yoktu… o tenhalıktan hem biraz ürktüm hem de çok keyif aldım… fotoğraf sabahtan; inanılmaz güzel bir ışık vardı. yürüyüş müziklerim DeVotchKa‘dandı. bir şarkıyı buraya bırakmalıyım...
Read More
… And in your soulThey poked a million holesBut you never let them showCome on, it’s time to go… 2006 yılında bir buhran döneminde ve elime geçen zengin bir mp3 arşivi sayesinde 7 kişilik bir arkadaş grubuna e-posta mesajlarıyla bu kampüste başladı. her nefes darlığında dışarı koştum ve kendimi doğaya bıraktım… bu manzara, orman, geyikler,...
Read More
içinde gibiyim iki gündür burada… pencerenin ardında lapa lapa yağan kara içimde uçuşan pek çok his eşlik ediyor. birikemeyen, toprağa tutunamayan kar gibi içimdeki hislerin de bir yerleşikliği yok; bir yerlerde yüzeye çarpıp sağa sola savruluyorlar… emeklilik sürecinin bürokratik hengamesi yanında yaptığım işlerin devri bir krize dönüşmüş durumda… bazen buradan çıkamayacakmışım hissi yaşıyorum ve nefesim...
Read More
“Rüyanın kıyıları, gitgide genişliyor üstelik!“ – Patti Smith, Maymun Yılı günlerdir yazmıyorum çünkü içimden konuşmayı tercih ediyorum genel olarak… ama sabah pembeden eflatuna, eflatundan sarıya dönen bir ışığın içinde zihnimde kırk tane tilkiyle yürürken dinlediğim bir parçayı burada çalmasam olmazdı. tin hat trio ve tom waits‘den helium geliyor şimdi.
Read More
bu sabah da uyandığımda annemin sözleri zihnimde çınladı; “kalkın çeşmelerden zemzem suları akıyor”… kendi çocukluğunun bayramlarından bir anekdottu bu aslında; ninesinin sözleriydi! sanırım hiç bir zaman bayram sabahlarını, babamla ve bizimle, hayal ettiği gibi yaşayamadı. bu bayram her hücremle hissettim bunu ve itiraf edeyim içim sızladı. bunu biliyorum çünkü artık ben de bazen bazı anları evdekilerle hayal...
Read More
1 2