kategori

radyonun ruhu!
oluyor burada, nedenlerine girmek istemiyorum… şimdi bir “an” durup, benim dışımda akan zamana bir dur deyip, nefes almaya ve hayata bir kaç not düşmeye ihtiyacım var… hadi şu andan başlayıp geriye doğru gidelim… bu sabah, bol rüyalı huzursuz bir gecenin ardından, erkenden uyandım… akşam bizim ada’nın gösterisi var; heyecanı inanılmaz… onu okuluna bıraktım ve kendimi çalışabileceğim bir yere...
Read More
sabahtan beri odaya yayılan iğde çiçeklerinin kokusunu içime çektim. kendimi bir kaç dakikalığına bahçeye atmalıyım diye düşündüm; öğle tatili bile yapamadım çünkü… ama önce bir mehmet güreli şarkısı dinleyelim kimse bilmez  diyoruz. [audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2017/05/Mehmet-Güreli-Kimse-Bilmez.mp3″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]
Read More
hissettiğim ağırlık son bir saattir gittikçe daha fazla kendini hissettiren bir baş ağrısına döndü. az önce hızla ofisten çıkıp kendimi bahçeye attım, mine’den bana sade bir kahve yapmasını istedim ve kahvemle ağaçların gölgesine sığındım… ağır ağır kahvemi içtim… öğleyin okuduğum öyküyü düşündüm; aslında daha çok ilk cümlesini: ” Eğer her olaya bir bir ad verilebilseydi,...
Read More
doğru yürürken incir ağacının kuytusunda bu güzel tekirle karşılaşmıştık geçen hafta; yastığın üzerinde, uyku mahmuru ve benden tedirgin olmuş halde öylece bakmıştı… *** evet bir philip glass melodisini sabah mahmurları için dinleyelim… morning passages diyoruz. [audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2017/05/Philip-Glass-Morning-Passages.mp3″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”]        
Read More
uzun zamandır böyle bir baş ağrısı yaşamamıştım ve bütün gün bu ağrıyla çalıştım… şimdi masama çöktüm, bir süre önce size remikslenmiş yorumunu çaldığım bir parçanın aslını döndürmeye başladım. dışarıda nefis yağmurlu bir hava var… başımın ağrısı muhtemelen sürekli değişen hava koşulları ve “alçak” basınçtan, yanına “hayatın alçaklığı” da var, o ayrı tabii…  😉 neyse bunları boş...
Read More
bir bahar günü bugün… öğleyin çınarın altında bir kupa çay içimi süresi kitabımı okudum, nefes aldım ve rüzgarı dinledim. şu sıralar okuduğum kitap, hazar sözlüğü,  yapısıyla farklı ve kurgusu zor bir metin… bazen bütünden kopup kendimi, bağımsız olarak okuduğum metinlerin güzelliğine bırakıyorum ve yanlış zamanda okuyorum bu kitabı diye düşünmekten kendimi alamıyorum… buraya şimdilik küçük...
Read More
bizim tezer’dendi… nefis bir noodle yedik. sonra mutfağı ali toparladı… ben şarap’la bulanmış zihnimi hafifçe temizlemek için bir kahve yaptım ve masama çöktüm. okumam gereken protokol taslağını okudum, notlarımı aldım… elbette müzik kulağımda dönüp duruyordu ve akşamüzeri işten çıkışta rastladığım kaçak tohumdan olma çiçek de zihnimi meşgul ediyordu; bazen hiç ummadığınız bir şeyi kendinize yakın hissedersiniz...
Read More
şu anda bana ilaç gibi gelen bir şarkıyı çalıp kaçacağım. rupa & the april fishes söylüyor maintenant [audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2017/05/rupa-the-april-fishes-maintenant.mp3″ leftbg=”b6b4b2″ lefticon=”c8c5c5″ track=”ffffff” tracker=”f2b5b5″ text=”000000″ righticon=”ffffff” width=”300″ rightbg=”7b7b7b” volslider=”ffffff” skip=”ffffff”] fotoğraf mı? büyüyen kahve çekirdeklerim 😉
Read More
ve bana gelen fincanı kaparak bahçeye çıktım. mine’den bana güzel sade bir kahve yapmasını istedim. güneşe oturdum, baharı kokladım, “her şeye rağmen” dedim “çok güzel insanlar var bu hayatta; yüzünü bir kez olsun gün yüzüyle görmesen de dokunabildiğin, sana dokunabilen şahane insanlar” sevgili nurşen bana nefis bir fincan göndermiş bugün. ona buradan kocaman sarılıyorum ve...
Read More
ve bu sefer yüksel arslan‘ı aldı bizden. bu topraklar kıymetini bilemediği, içinden söküp attığı bir değerini daha kaybetti… 2009 yılında tezer’le santral’deki sergisine gitmiştik. 8 yıl geçmiş, yani tezer 12 yaşındaymış. yavaşça hayatında yeni bir döneme yani ergenliğe geçtiği o aşamada serginin onu çok sarstığını hatırlıyorum. ama en az onun kadar doğrusu beni de sarsmıştı. farklı...
Read More
1 23 24 25 26 27 34

kategoriler