kategori

radyonun ruhu!
“… I wish I was a radio song, the one that you turned up….” demir sesleri hakim; temel büyük bir sabırla örülüyor günlerdir… çalışma masamdan bir binanın nasıl yapıldığını gerçek-zamanlı olarak izliyorum. temel sadece yan bahçede açılmadı, içimde de dev bir çukur var; güzelim ağaçlar hoyratça kesildi, kuşlarımın konduğu kocaman ceviz, yeni dünyalar, asmayla sarılı...
Read More
… Ah acımasızdır uykusuz soruDelice zeytin yerdi atamız HomerosBiz yemezdik, aşılı zeytindi bizimkiSuskun arpa, uyur uyanık harlı toprakAma yüzyılımız hamdı, delice idi … yaşadığımız bu yıl nasıldı diye düşündüğümde aklıma gelen ilk sözcük sert oldu. zor değil sert… beni zorlayan şeyleri sert olarak tanımladığımı farkettim sonra; sanırım bu sözcüğün içimde yarattığı duygudan ve hissedişten. inanılmaz...
Read More
“Mavi kurşunumla göğsümden vuruldum Ay doldu geceye Ben uyurdum ben uyurdum” içine düştüğüm uykusuzluk döngüsünden kurtulabilmek için bir doktora gittim ve ilaç kullanmaya başladım… çünkü ara ara gün ışığında bile zihnim sisli, bulanık bir hal alıyor ve adeta kaybettiğim rüyalarımı yaşıyordum; gerçeklikten kopmadan ve o gerçekliğin tüm ağırlığını da yaşayarak… uykusuz geceler ise asla içinden çıkamadığım, tuhaf...
Read More
“there is a universe inside your head, constellation of things you left unsaid“* – lauren aquilina o buz gibi denizinde yüzerken neden yıllar içinde soğuk sularda yüzmeyi sevmeye başladığım konusunda bir “aydınlanma” yaşadım! artık suyun içinde kaybolmayı, suyla bir olmayı değil suyu tamamen hissetmeyi seviyordum ve istiyordum… kendimi, varlığımı o buz gibi suyun içinde yeniden...
Read More
“… anılar kırılgandır, tek bir insan yaşamı kısacıktır…”isabel allende, ruhlar evi ananemle dedemin evindeydim… annem, ablam, yeğenim, dayımlar, kuzenler, çocuklar, yarısı satılmış yarısı hala bize ait olan, huzmeler halinde ışıklar yayılan, halı odası ve akşam sefası kokan bir evde, inanılmaz güzel eski eşyaların arasındaydık; eski bardaklar, tabaklar, fincanlar, ananemin çok sevdiğim konsolu, dedemin bana verdiği...
Read More
… onlara sadece bir ölü verecektim. şenliksiz bir ölü…ölüm ve bahar kitabı ölüm ve bahar’ı okumaya başladığımda bir süre kitabın içine giremedim… birbirini izleyen, virgüllerle ayrılmış artarda dizilen cümleler karanlık ve bir o kadar şiirseldi. yükselen mor bir dağın sarp yamaçlarının gölgesinin vurduğu, yabancıların arasında, kimseyle göz göze gelemeden adeta bir nehre bakarak okudum ilk sayfaları; derin...
Read More
“Küçük bir ana kendimizi hapsedip, Or’da yaşayamaz mıyız?“ bir şarkı çalmasam olmazdı… nilipek küçük bir an diyor.
Read More
“Bugün olmazsa yarın sarılacak kalplerimiz…”Melek Mosso “Ben bu ülkenin kadınıyım. Fikirlerimle, vizyonumla, hayallerimle her yeni gün geleceğe sanatımı işliyorum. Genci yaşlısı milyonlarca sevenim var. Bir kaç kendini bilmeze kalmadı benim ahlakımı sorgulamak, kadınlık onuruma laf atmak. Bu zihniyetteki insanlar kendi yüreklerindeki karanlığı ve sapıklığı bizim hayatımıza da sokmaya çalışıyorlar ama buna asla izin vermeyeceğim, VERMEYECEĞİZ…...
Read More
“Bizler ‘kaslarınızı’ geliştireceğiniz kum torbası değil ancak yüreğinizi ve vicdanlarınızı güçlendirmenin fırsatlarıyız.”Aynur Doğan saçmalıklara bir de konser yasakları eklendi! yasaklanan her bir konser için şarkı çalacağım burada. aynur doğan‘la başlayalım ve keçe kurdan, yani kürt kızı diyelim. sözler için de şuraya canlı bir performans bırakayım.
Read More
… taşraya bakmak, insanın kendi içine bakmasıdır. – elias canetti, insanın taşrası rüyamda arguvan’daydım… mevsim sonbahardı… biçilmiş tarlaları, sarı ekinlerin dipleri kaplamıştı; koyu kızıl kahverengi bir toprak sanki sonsuz bir boşlukta bu nefis sarılığa eşlik ediyordu… kapalı ve koyu kurşuni bulutlu bir gökyüzü sarıyı iyice ortaya çıkarıyordu… engebeli, inişli çıkışlı toprak bir yolda bir grup yürüyorduk,...
Read More
1 3 4 5 6 7 36