kategori

ya kebikeç!
“Yol kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir…“ oruç aruoba, yürüme       sevgili vnf.’e bir tür başsağlığı mesajı yazdım. gerçekten içinde ona ait derin bir yer olduğunu hissettiğim iki insandan birisiydi çünkü o. bana yazdığı yanıtta bir neşet ertaş türküsü çalmamı istedi… evet, blog evreninde tanışmamızın nedeni radyo z’nin manifestosundaki “başkasına karışmam ama neşet...
Read More
… Peri masallarını gerçek olana kadar fısılda Gecenin bizi nasıl hissettirebileceğini merak et… — washti bunyan, glow worms     yeni bir normale dönüyor gibi görünüyor ama sanırım baharın bambaşka bir bahar olduğu gibi yaz da bambaşka bir yaz olacak! her yıl doğanın yeniden uyanışı beni heyecanlandırır ve o yeniden uyanışı takip etmeyi çok severdim...
Read More
uyandım. gördüğüm saçma sapan bir rüyanın yaşattığı hisle başlamıştı muhtemelen bu ağrı… dün akşam izlediğim 27 mayıs haber ve yorumlarının  etkisiyle olacak bir idam cezası almıştım rüyamda; işte ve benim hiç ilgim olmayan bir konuyla ilgili olarak üstelik… bunalmış halde ve ter içinde uyandığımda hemen kalktım. yirmi dakika kadar qigong hareketleri yaptım; ağrı biraz hafifledi....
Read More
bu sabah da uyandığımda annemin sözleri zihnimde çınladı; “kalkın çeşmelerden zemzem suları akıyor”… kendi çocukluğunun bayramlarından bir anekdottu bu aslında; ninesinin sözleriydi! sanırım hiç bir zaman bayram sabahlarını, babamla ve bizimle, hayal ettiği gibi yaşayamadı. bu bayram her hücremle hissettim bunu ve itiraf edeyim içim sızladı. bunu biliyorum çünkü artık ben de bazen bazı anları evdekilerle hayal...
Read More
bir sabah; tekrar etmeyen şey ise sert rüzgar ve ardından gelen yağmur… bu sabah da her zaman olduğu gibi 4.55‘de alarmım çaldı ve kalktım. mutfağa gidip ilacımı içtim. ardından banyoda yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. salona geçip pencereleri ve perdeleri açtım ve 25 dakika qigong çalıştım. saat 5.30 olmuştu; biliyorum çünkü alarmım tekrar çaldı. belim...
Read More
  “Galileo ve Darwin’in de söylediği tek şey şuydu: Düşündüğümüz şekilde olmak zorunda değil.” — ursula k. le guin       canımız ursula’nın boşa geçirecek vakit yok kitabını, içinde kendi yaptığı gelincik resimleri ve basra körfezindeki kapıların kilitlerinin ve tokmaklarının olduğu bir kartpostalla ilettiği zaman çok mutlu olmuştum. niye bilmiyorum, belki de ege’nin kartpostala...
Read More
“… Ooo biri anlatsın hemen Nedir bu normal? Ooo canım sıkıldı artık Yoksa ben miyim anormal?…“ — bülent  ortaçgil     normalleşmeye başladık… her normalimiz de olduğu gibi yine harikalar yaratıyoruz tabii; bu konuda hiç hayal kırıklığı yaratmadığımız muhakkak! neyse, buradan devam etmeyeceğim… sadece şahane bir şarkı çalıp kaçacağım. emel mathlouthi söylüyor holm [audioplayer file=”http://radyoz.info/wp-content/uploads/2020/05/holm.mp3″ bg=”b6b4b2″...
Read More
veya benim onu ilk tanıdığım adıyla, tumblr halkından, hafif abi’yi. çok keyifli günlerdi diyerek susuyorum elbette… ***   “epey zaman olmuş blog işlerinden elimi eteğimi çekeli. fakat sevgili zelda bahis konusu ise davete icabet etmemek olmazdı! eh, gelmişken birkaç laf edip sıvışayım o halde. * imdiii, bu kara[ntina] günler[in]de ne mi yapıyorum? aslına bakılırsa birçokları...
Read More
Manzara uyanır doğrular kendini  Neden sonra gökyüzü gelir  Aynasını tutar —  ilhan berk, gökyüzü       mesajınızda “sanki ütopik bir dünyanın içinde aynı mahallede yaşayan komşular gibiyiz 🙂” diyorsunuz ya ben de yıllar önce takip ettiğim mail listesi ve tartışma platformu olan arafiyan’daki tanıma gönderme yaparak aynı avluya bakan pencerelerden birbirine seslenen insanlar gibiyiz diyorum...
Read More
“… zamanın doğası üzerine çalışıyordum an’ın ne olduğunu görmek için bir noktayı sonsuz kere sonsuza bölerek” — bora ercan,  sonsuzun çocukluğu     altıda kalktım ve hava tamamen aydınlanmıştı; yarın hafta içinde olduğu gibi saat beşte kalkmaya karar verdim. günün benimle ağarmasını seviyorum. 35 dakika qigong çalıştım; biraz esneme, ısınma sonrasında sekiz ipeksi hareket… her geçen...
Read More
1 9 10 11 12 13 35

kategoriler