kategori

başka dünyalar mümkün
“… Goodbye my tormentor, goodbye…….. Cause everybody knows it’s time………………”   – Michelle Gurevich, Goodbye my dictator genelde pazartesileri evde oluyorum; neredeyse iki yıldır her hafta aldığım sebze kutum geliyor çünkü. üstüne bir de ada’mız covid pozitif! son üç gündür ona oda servisi hizmeti veriyorum… iki yılın sonunda evden bir kişiyi virüsü kaptırdık; üçümüzse hala bir şekilde covirginiz… bugün oda servisi...
Read More
“… Geceleri, çoğu zaman, uyanık, beklerim. Uyuyanların uykusunun kapısında dikilen nöbetçiyim ben…”– bilge karasu, gece aniden uyandım… saate baktım; 3.05’ti. sırtüstü yatıp bir süre karanlıkta tavanı seyrettim ve aniden neden yıldönümleri önemli diye düşündüm; bu kutlamalar aynı zamanda hızla akan zamanı geride bırakmamızın da kanıtı değil miydi?… pazar günü a. ile birlikteliğimizin otuzuncu yılıydı ve ondan...
Read More
başladığım 1Q84 kitabını bu sabah erken saatlerde bitirdim… her ne kadar haruki murakami’nin yaşayan en iyi yazarlardan biri olduğunu düşünmeyip, nobel edebiyat ödülü alacak söylentilerini ciddiye almasam da kendisini pek severim; 1Q84 de şu sıralar tam ihtiyacım olan şeymiş doğrusu. neredeyse 2 aya yayılan bu okuma bir önceki yayında da yazdığım gibi “pause” işlevi gördü...
Read More
eminönü’ne gitmiştim. dönüşte marmaray’da lise çağlarında bir çocuğa denk geldim. kılığından kıyafetinden tarikatçı bir ailenin çocuğu olduğunu düşündüm. bol kumaş bir pantolon giymişti; üzerinde uzun, cübbeye benzeyen bir kıyafet vardı ve içindeki gömleği yakasızdı. yanında oturan, annesi olduğunu düşündüğüm kadın youtube’dan dua videoları izledi yol boyunca; arapça metnin altında harfleri takip eden bir imleç sürekli...
Read More
yılın son ayında, gecenin bir yarısı zihnime akın eden binbir çeşit düşünceden kaçmak için, karanlığı delen hafif bir telefon ışığında, bazen derin bir sessizlikte, bazen evdeki uykunun soluk alıp verişlerinde, bazen salonun neredeyse camına yaslı yaşlı serviyi mesken edinmiş kızılgerdanların ötüşleriyle, bugünsüz ve yarınsız, geçmişi olmayan, karaya çok yakın olduğu kadar bir o kadar da...
Read More
rüyadan kaçınca aether bulur mavinin kıyısındaki seniz. dörde doğru uyanıyorum… ama bu gece, mad mikkelsen’ın oynadığı bir filmde kızına söylediği gibi 500’den geriye saymaya başlayarak uykuya parçalı da olsa geri dönebildim… her uyuyup uyandığımda geriye rüyalarımın bir anı, küçük bir parçası, sıkışıp kaldığım bir düşüncenin dönüp durması hali kaldı. bir rüyada büyük bir marketin kutular...
Read More
“… But life is coming back to meOne winning ticket is all you needAnd all falls in place suddenlyRemember, one winning ticket is all you…” yeniden bir hayat kurmaya çalışıyorum; yeni ritimlerden, yeni rutinlerden, eskiden yapılan her şeyin başka bir döngü içinde yerini almaya çalışmasından, biçimini değiştirmesinden oluşan bir araf hali bu! çok iyi bildiğimi...
Read More
… And in your soulThey poked a million holesBut you never let them showCome on, it’s time to go… 2006 yılında bir buhran döneminde ve elime geçen zengin bir mp3 arşivi sayesinde 7 kişilik bir arkadaş grubuna e-posta mesajlarıyla bu kampüste başladı. her nefes darlığında dışarı koştum ve kendimi doğaya bıraktım… bu manzara, orman, geyikler,...
Read More
“UtanUtanUtanmayan insan olur mu lan?Altın bir madalyon gibi taşınmalı vicdanTek kıvılcımdan nasıl yanarsa koca ormanUnutmazlar, unutmayız, unutmam…” – tolga akdoğan burada çalmak istediğim bir şarkı vardı. bugün gündüz vassaf‘ı dinleyince, “tamam” dedim, “artık vakti geldi…” gündüz vassaf’la DW Türkçe’nin youtube kanalında yapılan söyleşiyi mutlaka dinleyin derim; ben içim titreyerek dinledim… *** önce söyleşiden bir alıntı...
Read More
“... Bazen kim olduğunu ifade etmene fırsat verilmeden siliniyorsun…“ – Ocean Vuong yeryüzünde bir an için muhteşemiz adlı kitabını ağır ağır, hiç acele etmeden okudum. önceleri uzun, çok uzun bir şiirin içinde hissettim kendimi sonra o şiir bir romana evrildi… bu kitabı bundan 25-30 yıl önce okusaydım sanırım anlatıcı iç sesim olurdu. ama şimdi, biri...
Read More
1 2 3 4 5 7

kategoriler