kategori

radyonun ruhu!
“Uyumak ne güzel şey“ z. can atalay’ın vekilliği düşürüldüğünde nefesim kesildi… bu olay içinde olduğumuz durumun en keskin sonuçlarından birisi ve geri dönüşü olmayan başka bir evreye geçtiğimizin de göstergesi… ve fakat biliyorum, iki gündür birazcık yükselen tepki ve ses bir sabunun köpüğü gibi aniden sönecek; bir sabah kalkacağız ve yeniden başka bir olayla karşılaşacağız ve...
Read More
“… Zamanla ağırlaşan şeyler gibi. doğdum doğalı hiç çocuk olmamışım gibi…” alkım doğan, marlonsuz brandosuz okumaya başladım… sonra dışarıdaki işlerimi hızlıca hallettim ve uzun bir yürüyüşün ardından eve döndüm; hemen ocağa çay koydum. bu normalde yaptığım bir şey değil oysa; siyah çayı neredeyse haftasonundan haftasonuna içiyorum… bu kitabı sessiz ve sakin bir evde, evde pişmiş...
Read More
“…Orada öyle bir süre bakışıyoruz. Dünyada bakışmaktan ve yağmurdan konuşmaktan başka işimiz yokmuşçasına…“ – alkım doğan, bir uzun üşümek şahane bir yeni yıl yazısı yazmışım buraya… bu şahane lafı komik oldu tabii 😉 babaannem kendi yaptığı yemekleri methederek sunarmış konuklarına; yaptığım yemekleri övdüğümde anlatmıştı annem, “babaannene mi çektin?” derdi. maalesef hiç tanıma şansım olmadı ama adını...
Read More
“… Bu: bir boşluk: içimdeYaşamak izi de denir,Sanki, nice kelebek tozu, içinde…” birhan keskin, zeytin ağacı son bir kaç yıldır en mutlu olduğumuz saatleri burada geçiriyoruz… hava inanılmayacak kadar güzel, ince birer kazakla bile hiç üşümüyoruz… masamızı kurduk… ateşimizi yaktık… geçenlerde çıkan fırtınada kırılan dalları toparladık… a. buraya yapmanın hayalini kurduğumuz minik evin temellerini işaretledi…...
Read More
“Sabah sabah 34 bin dertli vatandaşın burada toplaşması… durum çok vahim.” – bir fatih altaylı dinleyicisinin yorumu bugün de güne altıda başladım… tiroid hapımı aldım, belim, dizlerim ve boynum için esneme hareketlerimi yaptım ve dişlerimi fırçaladım… sıcak suyumu içerken, kahveyi demledim, ada’nın kahvaltısını ve öğle yemeği kabını hazırladım… dün akşam çınarcık açıklarında bir deprem olmuş;...
Read More
“acaba düşe düşe dünyanın tam içinden geçip öbür tarafına çıkar mıyım?” – alice harikalar diyarında, lewis carroll en son 7 şubat günü şöyle yazmışım; kahramanmaraş merkezli korkunç bir deprem oldu dün. on il etkilendi. durum korkunç. aslında iki deprem oldu peşpeşe. insanlar perişan durumda. hava soğuk. yardım yetersiz… ardından yaşananları biliyorsunuz zaten! çoğumuz gelmekte olan o...
Read More
… I am the walking woman who vanishesThe dreamer full of dreamsAll is vanityI swear on the eternity of the stars and the universe that life is so fragile and evanescentand that angels give their caring luminescence… son beş altı gündür ihmal ettiğim sabah sporumu yaptım; dizlerimi, sırtımı, boynumu ve belimi güçlendiren bir dizi hareketin...
Read More
“… I wish I was a radio song, the one that you turned up….” demir sesleri hakim; temel büyük bir sabırla örülüyor günlerdir… çalışma masamdan bir binanın nasıl yapıldığını gerçek-zamanlı olarak izliyorum. temel sadece yan bahçede açılmadı, içimde de dev bir çukur var; güzelim ağaçlar hoyratça kesildi, kuşlarımın konduğu kocaman ceviz, yeni dünyalar, asmayla sarılı...
Read More
… Ah acımasızdır uykusuz soruDelice zeytin yerdi atamız HomerosBiz yemezdik, aşılı zeytindi bizimkiSuskun arpa, uyur uyanık harlı toprakAma yüzyılımız hamdı, delice idi … yaşadığımız bu yıl nasıldı diye düşündüğümde aklıma gelen ilk sözcük sert oldu. zor değil sert… beni zorlayan şeyleri sert olarak tanımladığımı farkettim sonra; sanırım bu sözcüğün içimde yarattığı duygudan ve hissedişten. inanılmaz...
Read More
“Mavi kurşunumla göğsümden vuruldum Ay doldu geceye Ben uyurdum ben uyurdum” içine düştüğüm uykusuzluk döngüsünden kurtulabilmek için bir doktora gittim ve ilaç kullanmaya başladım… çünkü ara ara gün ışığında bile zihnim sisli, bulanık bir hal alıyor ve adeta kaybettiğim rüyalarımı yaşıyordum; gerçeklikten kopmadan ve o gerçekliğin tüm ağırlığını da yaşayarak… uykusuz geceler ise asla içinden çıkamadığım, tuhaf...
Read More
1 2 3 4 34

kategoriler